19 Temmuz 2011 Salı

Aramak


Sivrisineklerin kendilerine izin verdiği bir yaz gecesi. Ortada yoklar.Rüzgar hafif hafif esiyor, serin bir hava yatak örtüsünü ve lambayı ufak ufak hareketlendiriyor.
Öylesine yatakta uzanmış.Yüzüstü. Düşünüyor. Aslında düşünmek sayılmaz pek.Daha çok düşüncelerin birbiri ardına koşar adımlarla aklından geçip gitmesi gibi. Belirli bir konu yok. Öylece geçiyorlar işte.
Bir sonraki gün arkadaşlarıyla buluşacak. Ne giyeceğini mi seçse acaba? Televizyon mu izlese kalkıp, yoksa bilgisayarı açıp oyun mu oynasa? Öyle hızlı reddediyor ki aklından geçen her şeyi, daha kafasındaki küçük fikir adamları  sözlerini bitirmeden onları kovuyor.
Halen yüzüstü yatıp boşluğa bakıyor. Burnu kaşınıyor. Elini güçlükle götürüyor yüzüne. Uyuşmuş hafif. Hep huyudur. Yatarken elini göbeğinin altına koyar sonra da uyuşana dek orada bekletir. Bilinçsiz tabi ki..
Küçükken yaşadığı bir uyuşma anını hatırlıyor. Bu defa küçük düşünce adamı inatçı. Takılıp kalıyor beynine. Mıh gibi çakıldı işte. 


Hatırlayamadığı bir zaman. Gece ansızın uyanıyor. Her iki koluda uyuşmuş. İlk defa başına geliyor bu durum.
Sağ elini oynatmaya çalışıyor. Taş gibi. Yeniden deniyor. Ağır. Kaldıramıyor bile kolunu.
Sonra sol kolunu deniyor. O da aynı. Korkuyor. 
Aniden kalbi hızlı hızlı çarpıyor. Felç indi sanıyor kollarına.
Daha çok korkuyor. Kollarını bir daha kullanamayacağını sanıyor. Okula da gidemeyecek. Hatta büyüdüğünde de kolları anlamsızca sarkacak iki yanında..
Sonra bağırış."Anneeee" Gelen yok. Ağlıyor. 
Gelen yok. Vakit geçiyor. Kollarında nahoş bir kaşıntı. Parmaklarını kıpırdatıyor. 
Kalbindeki çarpıntı kendini normal ritmine bırakıyor ve  uyuyakalıyor..


Hatırlıyor ve gülümsüyor. Dudakları kıpırdamadan. İçinden..
Sonra yine o gün.  Odada. Yüzüstü yatmaktan sıkılıp yan dönüyor. Gözü kitaplığına takılıyor. Alıngan kitaplar. 
"Aylardır buradayız. "


 "Bir şeyler mi okusam iyi olacak"diyor içinden. Mesela geçenlerde aldığı öykü kitabı.Tek ayağını yataktan indiriyor. Sonra diğerini. Saçları dağılmış. Toka kutusunun içinden lastik tokayı alıyor. Önce saçlarını at kuyruğu yapıyor. Ensesine değen saçlar gıdıklıyor. Homurdanarak yeniden açıyor saçlarını ve tepesine kurulmuş bir kuş yuvasına döndürüyor saçlarını.
Kalkıyor ve öykü kitabını en son koymuş olabileceği yere bakıyor. Yok. 
"Belki diğer raflardadır. Yok burada." diyor içinden.
Yine başladık düşüncesiyle birazcık sinirleniyor. Bilgisayarın olduğu masaya bakıyor. Yok!
Çekmeceler. "Ne işi olacak çekmecede neden oraya koyayım ki hem" İçinden geçiriyor. Oda serin. Fakat sinirden terliyor. 
Başucundaki şifonyere yöneliyor. Tabi ya şimdi arkamı dönüp şifonyerin üstünde bulacağım. Kitapları yan çevirip hızlıca bakıyor isimlerine..
Yok! yok! yok!
Çıldırıyor.
Okkalı bir küfür sallıyor kendine. Sonradan kolayca bulabilmek için sakladığı onca şey gibi, kitap da yok!
Raflara yeniden yöneliyor. En üst rafı aramaya başlıyor. Daha iki üç kitap bakmışken aniden duruyor. Boşluğa bakarak düşünüyor.
"Tabi ya banyoda, en son orada okudum."
Odadan çıkıyor Klozetin yanında çamaşır makinesi. Üstünde mi?
Yok işte. İyice sinirleniyor. 
Bir küfür daha.
"Mutfak!!. Dün okudum ya mutfakta aptal kafam"
Hızlı adımlarla mutfak. Masanın üstü, balkon, ocağın yanı. 
Hatta buzdolabının içine dahi.
Yok!
İyice terliyor. Hava serin.  
Sıkıntı basıyor artık. Kendine sinirleniyor.  Ortada bıraksa ne iyi ederdi. 
içinden geçiriyor:
"Kardeşim mi aldı acaba..O almıştır kesin. Beni de aratıyor yahu boşu boşuna " 
Kızgınlıkla kardeşinin odasına dalıyor.  Zavallı kardeş. Az sonra yaşayacağı ufak çaptaki terörden habersiz..
-Öykü kitabı almıştım dün. Sen de mi?
-Hangisi?
-Ne hangisi öykü kitabı vardı ya geçen aldım. 
-Ya deli misin kimin kitabı . Hem ben senin odandan  kitap filan almadım.
-Nerede peki, bulamıyorum sinir oldum. 
-....
-Görmedin mi hiç?
"görmedim"git artık tonlamasıyla söylenen bu tek kelime onu iyice deli ediyor.
-Ya geçen aldım ya sana verecektim istemedin. Hiç mi görmedin.
-....
-Bir şey söyle. Soru soruyoruz burada!!
-İyi misin sen? kaç Defa söyledim. Görmediim!!
Terden sırılsıklam olmuş. Hep sinirden. Aksi gibi burnu da akıyor. Homurdanarak evde dolanıyor. 
"Ya anneme verdiysem" diye düşünüyor. Annesinin yanına gidip başucundaki kitaplara bakıyor. 
"Yok işte yok yok..zaten bir şeyi arayayım da bulayım şu evde" diyor bağırarak.
Odasına gidip raflarına saldırıyor yine..
Anne odaya geliyor..
-Kızım ne bağırıyorsun akşam akşam?
-Bağırmıyorum. Kitabım yok!
-E başka oku.
-Ya başka okuyayım da o kitap nerede?
-Hangisini arıyorsun?
-Öykü kitabı vardı geçen gün almıştım yok!
Anne odaya giriyor. Yatağın hemen yanındaki şifonyerin üzerindeki kitapları eline alıyor.
-Bunlardan biri değil mi? 
-Değil, baktım onlara herhalde. Gözümün önündekini göremeyecek değili....
Aniden annesinin elindeki kitabı farkediyor.."Hah bu işte. Tamam sağol."
Gülümsüyor. Kitabı alıp yatağına uzanıyor.
Bir kaç sayfa karıştırıyor. içinden okumak gelmiyor. Şifonyerin üzerine bırakarak yeniden yüzüstü uzanıyor.

1 yorum:

  1. Bu öykün, diğer iki öyküne göre biraz soğuk geldi bana. Diğer ikisine yapılan eleştirilerden sonra biraz çekindin sanırım ya da kötü etkilendin. Kasma, rahat ol. Bir de sanki biraz zorlama bir yazı olmuş gibi, ayaküstü beş dakikada yazılmış gibi...

    Ben açıkçası bu öykünü neden yazdığını anlamadım, ne anlatmak istediğini de anlamadım. "Bir şeyi ararken, başkalarına kızmak yerine gözümüzün önüne bakalım, hem de iyice bakalım." mı demek istedin? Ana fikrin neydi?

    Neyse... Yazında yine şekilsel hatalar var. Yine noktalama hataları var, çoğu yerde noktalama eksiklerin var, kullanman gereken noktalama işaretlerini kullanmamışsın... Onun dışında bazı net yanlışlar var, onları da cümle cümle aşağıda gösterdim:

    1- "Bilinçsiz tabi ki.." değil "Bilinçsizce tabii ki.." (Par. 1)
    2- "Her iki koluda uyuşmuş." değil "Her iki kolu da uyuşmuş." (Par.2)
    3- ""Bir şeyler mi okusam iyi olacak"diyor içinden." cümlesinde "mi" fazla ya da "iyi olacak" yerine "acaba" olabilir. Sonraki cümlede de "kitabını" olacak. (Par. 4)
    4- "Yine başladık" düşüncesiyle birazcık sinirleniyor. (Par. 4)
    5- ""Ne işi olacak çekmecede neden oraya koyayım ki hem" İçinden geçiriyor." Burada tırnak içindeki cümleden sonra "diye" ifadesi olmalı. (Par. 4)
    6- Çok yerde "tabi" yazmışsın ama "tabii" olacak.
    7- "Sen de mi?" cümlesinde "de" eki bitişik olacak...

    Eleştiriyorum ama üzülme, bunlar senin iyiliğin için. Bir de "bu kadar eksik çıkarıyor, bilgiçlik taslıyor, ukala şey" diye düşünmezsin umarım... :)

    Dediğim gibi eksiğin çok ama sakın pes etme. Umudum var, yazını geliştireceksin. ;)

    YanıtlaSil